Okuma yazma, sayma gibi en temel beceri ve kavramların öğretildiği, tüm eğitim hayatında kullanılacak bilgi ve becerilerin kazandırıldığı ilkokullarda sınıf öğretmenleri ile birlikte branş öğretmenleri de çalışmaktadır. Bu çalışmanın amacı ilkokullarda çalışan branş öğretmenlerinin ilkokullardaki öğretim süreçlerine ilişkin olumlu ve olumsuz görüşlerini tespit etmektir. Nitel araştırma yaklaşımına göre kurgulanmış araştırmada durum çalışması yöntemi kullanılmıştır. Elde edilen veriler betimsel ve içerik analizi ile yorumlanmıştır. 2020 yılı Ocak ayında yapılan araştırmaya 9 branş öğretmeni katılmıştır. Branş öğretmenleri ilkokuldaki öğretim süreçlerine ilişkin; ilkokullarda öğretme sürecinin eğlenceli olduğunu, ilkokul öğrencilerin öğrenme motivasyonlarının yüksek olduğunu, velilerin ilgili olduğunu ifade etmişlerdir. Öğretmenler ilkokuldaki öğretim sürecini; öğrencilerin öğrenme seviyelerine uygun içeriklerin hazırlanamaması, sınıf yönetiminin zor olması, ders süresinin az olması açılarından zorlayıcı bulmaktadırlar. Branş öğretmenleri ilkokullarda; öğrencilerin davranış özellikleri, öğretim süreci, öğretmen veli iletişimi konularında olumlu deneyimleri olduğunu ifade ederken öğrencilere seviyelerine uygun içerik sunma, yazma odaklı çalışmaların verimsiz olması ve sınıf yönetimi alanlarında olumsuz deneyimleri olduğunu belirtmişlerdir. Branş öğretmenlerinin sınıf öğretmenleri ile işbirliğinde öğretim sürecini planlamaları önerilmektedir.

Tasarım temelli öğrenme uygulamalarının normal ve özel yetenekli öğrencilerin tasarım ve becerilerine etkisinin incelendiği bu çalışmada yarı deneysel araştırma deseni kullanılmıştır. Çalışma, 2020-2021 eğitim-öğretim yılında normal devlet okulunda ve BİLSEM’lerde eğitime devam edip 3. sınıfta okuyan 12 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Planlanan beş etkinlik beş hafta boyunca sürdürülmüştür. Veri toplama araçları olarak tasarım sürecini değerlendirme anahtarı, çizimler ve öğrenci ürünleri kullanılmıştır. Çalışmada, Grup 1’de ve Grup 2’de ihtiyaç ve problem durumunun belirlenmesi, olası çözümler geliştirme, en iyi çözümü seçme, prototipi yapılandırma ve çözümleri sunma becerilerinin artış gösterdiği, ihtiyaç ve problemin araştırılması becerisinin her iki grupta da çok fazla gelişme göstermediği, Grup 1’in çözümleri test etme ve değerlendirme ile yeniden tasarlama becerilerindeki gelişiminin Grup 2’ye göre daha fazla olduğu sonucuna varılmıştır. Çalışma sonunda çeşitli eğitim kademelerindeki farklı branş öğretmenleriyle de tasarım temelli öğrenme etkinliklerinin geliştirilmesi önerilmiştir.

Bu araştırmada 2000-2020 yılları arasında yenileşme ve değişme kavramları ile ilgili Türkiye’de eğitim yönetimi alanında yapılmış olan lisansüstü tezlerin bazı değişkenlere göre dağılımlarının incelenerek genel eğilimlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırma, doküman incelemesi yoluyla gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın evrenini YÖK Ulusal Tez Merkezi’nde bulunan 2000-2020 yılları arasında eğitim yönetimi alanında yenileşme ve değişme kavramlarıyla ilgili hazırlanmış olan izinli 106 lisansüstü tez oluşturmaktadır. Araştırmada, evrenin tamamının ulaşılabilir olması dolayısıyla örneklem alma yoluna gidilmeyerek evrende yer alan lisansüstü tezlerin tamamı araştırmaya dâhil edilmiştir. Araştırmada doküman incelemesinin aşamalarına uygun ulaşılan tezlerin analizinde içerik analizi uygulanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre eğitim yönetimi alanında yenileşme ve değişme kavramları ile ilgili hazırlanan lisansüstü tezlerin çoğunluğunun yüksek lisans düzeyinde hazırlanmış olduğu, yine çoğunluğunun nicel yöntemle hazırlandığı ve tarama deseninin en çok kullanılan araştırma deseni olduğu; en fazla çalışılan örneklem türünün öğretmenler olduğu; ilgili olabilecek kavramlardan en fazla değişime direnç gösterme kavramının yer aldığı tespit edilmiştir. Araştırmadan elde edilen sonuçlar doğrultusunda yenileşme ve değişme kavramlarıyla ilgili ölçek geliştirme çalışmalarının yapılabileceğine, nitel veya karma çalışmalara daha fazla yer verilerek araştırma yöntem çeşitliliği ile veri çeşitliliğinin artırılabileceğine, okul yöneticilerinin yenilik ve değişim yönetimi yeterlikleriyle ilgili araştırmacılara ve uygulayıcılara önerilerde bulunulmuştur.

Bu çalışmada sağlıklı ve güvenli bir okul ortamı oluşturabilmek için okul liderlerinin ve eğitimcilerin görev ve sorumlukları beş temel başlık altında özetlemiştir. İlk olarak COVID-19 sonrası okullarda sağlıklı ve güvenli yaşam bilincinin oluşturulması için 14 aşamalı okulları yeniden açma planı sunulmuştur. İkinci olarak, sağlıklı bir okul ortamı oluşturmak için yapılması gereken alternatif yatırım ve reformlar tanıtılmıştır. Uzaktan eğitim ve teknoloji entegrasyonu süresince, okul, öğrenci ve eğitimcilerin siber güvenliğini sağlamak için dijital liderlik yapmak eğitim liderlerinin üçüncü sorumluluğu olarak belirtilmiştir. Her öğrencinin ve okul personelinin sosyal ve duygusal sağlığını korumak okul liderlerinin dördüncü ana görevi olarak ifade edilmiştir. Beşinci olarak erken müdahale yöntemleri ve sistematik yönlendirmenin de güvenli bir okul ortamı oluşturmada önemli bir rol oynadığı belirtilmiştir. Bu çalışmanın son kısmında da COVID-19 sırasında ve sonrasında eğitime müdahale ve iyileşme sırasında akılda tutulması gereken yol gösterici ilkeler özetlenmiştir.

Bu araştırmanın amacı; okul seçimi kavramına dikkat çekmek ve okul seçimini etkileyen faktörler ile okul seçiminin lehinde ve aleyhindeki argümanları ortaya koymaya çalışmaktır. Araştırma yöntemi olarak; nitel araştırma yöntemleri arasında yer alan “literatür tarama yöntemi” esas alınmıştır. Okul seçimi, ebeveynlerin çocukları için en ideal okulu tercih edebilme durumudur. Okul seçimi, sosyal adalet bağlamında politika yapıcılar ve eğitim uzmanları tarafından iyi bir biçimde analiz edilerek değerlendirilebilir. Buna istinaden tüm ebeveynlere uygun ölçüde tercih hakkı tanınarak veya sistematik bir okul seçimi politikası/programı aracılığıyla mutlu ebeveyn-öğrenci-okul üçgeni oluşturulabilir. Okul seçiminin, eğitim paydaşları arasındaki görünürlüğünü ve etkililiğini tespit etmek amacıyla nicel, nitel (“görüşme gibi” farklı teknikler aracılığıyla) ve karma araştırma yöntemleri esas alınarak farklı araştırmalar gerçekleştirilebilir.